Melikşah'ın Hikayesi

Ve karşınızda Melikşah!
🍬
Merhaba, ben Melikşah’ın annesi Melek Kaygusuz. Melikşah Erzurum Şehir Hastanesi’nde 3 kilo 600 gram olarak dünyaya geldi. İlk 2-3 saat her şey normaldi. Bir süre sonra ağlamaya başladı ve hiç susmadı. Gazı olduğunu düşündüm, sonra kucağımda morarmaya başladı. Hastanede olduğumuz için hemen müdahale edildi. Yenidoğan yoğun bakımına alındı ve o gece bizim için sancılı geçmişti.
🍭
Doktorlar Melikşah’ın beslenmediği için şekerinin düştüğünü söylediler. Ben de ısrarla emzirdiğimi söyledim ve nasıl şekerinin düştüğüne şaşırdım. 6 saat sonra yoğun bakımda tekrar şekerinin ölçülemeyecek kadar düşük olduğunu söylediler. Başlarda geçici hipoglisemi olduğunu, beslenince geçeceğini düşündük ama geçmedi. 10 günlük olduğunda şekerleri hala 50’nin altında çıkıyordu. Prof. Dr. Atilla Çayır Hocamızla her gün iletişim halindeydik. En büyük destekçimiz Atilla Hocaydı. Yorulmadan ve sıkılmadan her daim bizimle üzülüp bizimle güldü. Atilla Hocamız elinden gelenin en iyisini yaptı.
🍬
10. günden sonra Melikşah solunum cihazına bağlandı. Kullanılan bir ilaç yan etki yaptı ve Melikşah’ın her tarafı ödem toplamaya başladı, göz kapakları görünmüyordu. Bunun üzerine ilaç hemen kesildi, farklı iki ilaç başlandı. Her gün kötüye gidiyordu, böbrekleri bozulmaya başladı. Kreatini 4’e kadar yükselmişti, idrar çıkışı artık olmuyordu. Diyaliz kateteri takmaya karar vermek için tarafımıza bilgi verildi. Yoğun bakımda olduğu için yoğun bakım doktorları bunun da faydalı olmayacağını ve çocuğumuzun her ne olursa olsun yaşama tutunmayacağını söylediler. Diyaliz kateteri açılmasına kararlıydık, Atilla Hocamız bunda kaybedilecek bir şey olmadığını söyledi, yaptırmamızı destekliyordu. Hocamızın desteğiyle ve bize yol göstermesiyle kateter için ameliyata alındı ve başarılı bir şekilde takıldı.
🍭
Süreç zorluklarla doluydu biz iyileşecek derken akciğer enfeksiyonu, sepsis, şok, kalp yetmezliği ve pulmoner hipertansiyon da başlamıştı. Diyaliz başladıktan sonra idrar çıkışı çoğaldı ve Melikşah her gün iyiye gitmeye başladı. Tüm organları yavaş yavaş normale dönüyordu. Bu süreçte Atilla Hocamız abi gibi sıkılmadan bize her gün zamanını ayırarak destek veriyordu ve bebeğimizle çok yakından ilgileniyordu. 65 gün entübe kaldıktan sonra Melikşah çok şükür cihazlardan kurtulmuştu ama şekeri düşmeye devam ediyordu. İlaçlarla ve 200 ml mamayla şekerini dengelemeye çalışıyorlardı.
🍬
84 gün yoğun bakımda kaldı, şükürler olsun ki oğlumuzun taburcu olacağına dair müjdesini aldık. Bu süreçte Atilla Hocamızla iletişim halindeydik ve izi çok iyi bir şekilde yönlendirdi. Taburcu olup eve geldiğimizde Hocamızın ve bizim aklımızda soru işaretleri kalmıştı. Taburcu olduktan üç gün sonra kontrole gittik. Çocuğumuz uzun süre entübe kaldığından dolayı beyninde hasar kalmış olabilirdi. Atilla Hocamızın yönlendirme sayesinde çocuk nöroloji, göz, üroloji dallarında muayenelerimizi yaptık. Şükürler olsun ki herhangi bir hasar bırakmadığını öğrendik.
🍭
Eve döndüğümüzde 8 ile 12 kez kan şekeri ölçümü yapıyorduk. 3 saatte bir 200 ml besleme yapıyorduk, ilacını verdiğimiz halde beslemeyi yarım saat bile geciktirsek şekeri anında 50’nin altına düşüyordu. Aradan bir ay geçmişti ve biz Atilla Hocamıza kontrole tekrar gittiğimizde verdiğimiz genetik tahlil sonucunun çıktığını öğrendik. Bu sonuca göre fokal ya da diffüz olduğunu anlayabilmek için Atilla Hocamız bizi DOPA-PET filmi çektirmek için Ankara Hacettepe Hastanesi’nde Doç. Dr. Hüseyin Demirbilek Hocamıza yönlendirdi.
🍬
Ankara’ya gidince Hüseyin Hocamız bizi gayet güzel biçimde karşılayarak bebeğimizin tüm tahlillerini yaptırarak nükleer tıpla görüşmemizi sağladı. Çekim günü için birkaç gün bekledikten sonra nükleer tıptan çekimi yapacakları bilgisi geldi. Çekime alacakları için mutlu bir şekilde beklerken çalışılan kitin yetersiz olduğunu öğrendik ve çekim iptal oldu. Hüseyin Hocamız ilaç dozlarını düzenledi ve biz Erzurum’a geri döndük. Geldikten iki gün sonra Atilla Hocamıza tekrar giderek filmin çekilmediğini söyleyince Hocamız hastane bilgilerini araştırarak bize İstanbul Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’yle görüşmemizi ve filmi orada çektirebileceğimizi söyledi. Hemen Cerrahpaşa Nükleer Tıp Ünitesi’yle görüşerek uygun gün için beklemeye başladık.
🍭
Bu süre zarfında Melikşah 7 aylık olmuştu. Cerrahpaşa Hastanesi’nden beklediğimiz haber gelince hemen çocuğumuzu DOPA-PET filmini çektirmek için götürdük ve başarılı bir şekilde çekildi, 3 gün sonra da sonucu çıktı. Filme göre “fokal” yani tek noktadaydı ama riskli bir bölgedeydi. Bulunduğu kısım pankreasın boyun gövde kısmındaydı. Sonucu Atilla Hocamıza gönderdik ve o da fokal olduğuna çok sevindi. Ama boyun gövde kısmında olduğu için zor geçeceğini, herhangi bir aksi durumda pankreasın tamamının alınıp ömür boyu diyabet olabileceğini söylediler. Bulunan kısmın iyi bir cerrah tarafından nokta atışı yapılarak hasarsız alınması gerektiğini söyledi ve geri dönmemizi, bu süre zarfında cerrah araştırması yapacağını belirtti.
🍬
Günlük rutin bir şekilde bebeğimizin beslenme ve ilaçlarına devam etmeye başladık. Bebeğimizi 8 aylık olduğunda Prof. Dr. Atilla Çayır Hocamıza tekrar kontrole gittik. Bize bu ameliyatı yapacak doktorun Hacettepe Tıp Fakültesi’nde bulunan, film sonucuna göre ameliyatı yapmaya karar verdiğini söyleyen Prof. Dr. Tutku Soyer Hocamızın yanına gittik. Tutku Soyer ve Doç. Dr. Özlem Boybeyi Hocamız Melikşah’ın hastane yatışını yaparak ameliyata aldı. Ameliyatı başarılı bir şekilde gerçekleştirerek, pankreasın sadece 0.5 mm’lik kısmında bulunan kitle alınmıştı. Melikşah Hüseyin Hocamızın kontrolü altında tüm ilaçları kesilerek 10 saat aç bırakıldı. Buna rağmen kan şekerleri 84’ün altına düşmedi. Bu bizim için çok iyi bir haberdi. Çok şükür evimize dönebildik ve mutlu sonumuza kavuştuk. Emeği geçen herkese sonsuz teşekkür ederim.
🍭
8 Nisan 2022